Metroid Dread İnceleme – EMMI Peşinizde

Samus uzun bir aradan sonra geri döndü. Metroid Dread side scrolling türünü sevenlerin başucu oyunu olmaya şimdiden aday.

Nintendo, 3DS döneminde Samus Return oyununu yeniden ele almış ve karşımıza tatmin edici bir oyun ile çıkmıştı. Herkes Nintendo’dan Metroid Prime 4 beklerken Japon oyun devi sürpriz yaptı ve bir dönem iptal edilen Metroid Dread efsanesini karşımıza bir anda koyuverdi. EMMI’mizin baş düşman olduğu oyun, side scrolling türünü aksiyon sahneleri ile oldukça sağlam bir şekilde harmanlamayı başarıyor. Sadece Nintendo Switch’e çıkan, yapısı ve Boss savaşları ile kısa sürede hafızalara kazanan Metroid Dread inceleme konuğumuz oluyor. Bakalım bu oyun sizi tatmin edecek mi?

Metroid Dread İnceleme

Metroid 5 olarak da bilinen Metroid Dread (Japonca okunuşu daha güzel Metoroido Doreddo), MercurySteam tarafından geliştirilen Metroid serisindeki bir atmosferik bilim-kurgu korku aksiyon-macera oyunu olarak karşımıza çıkıyor.

Metroid: Samus Returns’ten (2017) sonraki konuyu ele alan Metroid oyunu olan Dread 2005 yılında aslında Nintendo DS için geliştiriliyordu. Ancak dönemin donanımsal zorlukları oyunun tam 15 yıl ertelenmesine neden oldu. Kısmet bugüneymiş diyelim. Samus reise geç de olsa kavuştuk ya buna da şükür. İncelemeye başlamadan önce gelin karakterleri ve konuyu kısaca özetleyelim.

Metroid

Fiziksel temas yoluyla avından enerji çeken, öldürücü, yüzen bir organizma. Metroidler aslen Chozo tarafından yaratıldı ve “nihai savaşçı” kelimelerinin adını aldı. Biyolojik silah olarak değerleri birkaç krize yol açtı ve sonuç olarak bunların tüm izleri ortadan kaldırıldı. Artık soyları tükendi.

X Parazit

SR388 gezegenine özgü jelatinimsi, parazitik bir organizma. Canlı veya ölü, konakçısının DNA’sını emebilir ve formunu kopyalayabilir. Yaşayan bir konağa bulaştığında, konağın anılarına bile erişebilir. X parazitleri, duygular tarafından değil, çoğalma ve giderek daha güçlü rhostlara yayılma içgüdüsel bir ihtiyaç tarafından yönlendirildi. Kontrol edilememeleri, onları tek yırtıcıları Metroidlerden bile daha tehlikeli olarak nitelendirdi. Metroidler gibi, onların da neslinin tükendiğine inanılıyor. SR388’de hiçbir Metroid hayatta kalmayınca, X ile musallat oldu, herhangi bir canlıyı taklit edebilen korkunç parazitler.

EMMI

EMMI, saha örneklerini yakalamak ve DNA’larını çıkarmak için tasarlanmış büyük bir araştırma robotudur. Evrendeki en güçlü malzemeden yapılmış inanılmaz hareketlilikleri ve koruyucu kaplamaları, görevin başarısını neredeyse garantiledi. Ancak ZDR’ye varmalarından kısa bir süre sonra tüm iletişim kesildi. ZDR’de neler oluyor? Gezegen gerçekten X ile musallat mı? Parazitlere karşı bağışıklığı olan tek kişi olarak oraya gidip öğrenmek Samus’a kalmış…

Saf aksiyon bol bulmaca

Kısa başlangıçtan sonra Samus yani ana karakterimizin EMMI’lere musallatan olan virüse karşı ve ZDR’da neler olduğunu araştırırken kendimizi buluyoruz. Her Metroid oyununda olduğu gibi bu oyunda da bir bölümde her yere öyle elinizi kolunuzu sallayarak giremiyorsunuz. Güçlendiricilerinizi alıp skillerinizi geliştirdikten sonra geri dönmek ve geçtiğiniz yerlerden yepyeni bölümlere geçmek sizi bir labirentte gibi hissettiriyor.

Detaylı haritası ve işaretleme sisteminin yer aldığı oyunu şahsen ben kağıt kalem ile oynadım diyebilirim. Şurada X skili gerekiyor buraya girme şeklinde koyduğum simgelere göre oyunu oynamak daha keyifli oluyor. Tabii oyunu yüzde 100 bitirmek gibi bir gayeniz yoksa bunu yapmanıza gerek yok. Bu biraz benim deliliğim.

Samus’a eklenen ve oyuna renk katan en iyi özellik Phantom Cloak yeteneği oluyor. Bu yetenek özellikle EMMI’den gizlenmeniz ve kaçmanız için kritik öneme sahip. Oyunun başlarında sahip Samus Returns’ün Serbest Nişan ve Yakın Dövüş Sayacı mekaniği bu oyunda da korunuyor. Artık Samus hareket ederken kullanılabiliyor.

Malkovich , bu oyunda oyun ipuçları ve hikayeyle ilgili bilgiler sağlayıcısı olarak geri dönüyor. Samus, Ağ İstasyonları aracılığıyla onunla arayüz kurabiliyor. Metroid: Other M ve Metroid Fusion’da yaptığı gibi Samus’a emir veya hedef vermiyor. Malkovich bu sefer sizi yönlendirerek olayları anlamanızı sağlıyor.

Aksiyon öğelerini dibine kadar 2D türüne adapte eden oyun, size akıcı ve bir o kadar da güzel bir aksiyon deneyimi sunuyor. Serinin neredeyse tüm oyunlarını oynamış biri olarak Dread’deki düşmanların çok daha zorlayıcı olduğunu söyleyebilirim. Özellikle Boss savaşları öyle tek seferde geçilecek türden değil.

Bossları geçerken YouTube’dan walkthrough bakmadım desem yalan olur. Bazı bosslar gerçekten oyunu souls türüne yaklaştırıyor. Bu oldukça tatlı sert mücadeleden galip geldiğinizde ohh be diyorsunuz ya o bile başlı başına bir başarı bence.

Oyunun grafikleri oldukça yerinde. 2D bir oyundan ne bekleniyorsa fazlasıyla veriyor. OLED ekranlı Nintendo Switch’te Dread’i oynayanlar özellikle karanlık bölgelerde oyunun ambiyansının daha iyi yansıtıldığını dile getiriyor. Şu an elimde Nintendo Switch OLED olmadığı için bu konu hakkında net bir bilgi veremeyeceğim.

Bulmacaları ile serinin özünü koruyan Dread, Yoshio Sakamoto’nun elinden çıktığını belli ediyor. Eğer seriyi seviyorsanız zaten Dread’i zaten kaçırmamışsınızdır. Eğer seriyi merak ediyor ve 2D aksiyon oyunlarına ilginiz varsa Dread’e mutlaka şans vermenizi tavsiye ediyoruz.