Apple, Sızıntısız Apple Olabilir mi?

Teknoloji devlerinin sırları her zaman merak konusu olmuştur. Ancak konu Apple olunca, bu merak neredeyse takıntıya dönüşüyor. Apple şimdi, iOS 26 ile ilgili gizli bilgileri sızdırdığı iddiasıyla bir YouTube fenomenine dava açtı. Bu gelişme, “Apple tamamen sızıntısız olabilir mi?” sorusunu yeniden gündeme taşıyor.

Apple, geçtiğimiz hafta Jon Prosser’a karşı açtığı davayla sızıntılara karşı ne kadar ciddi olduğunu bir kez daha gösterdi. Suçlama sadece bilgi sızdırmak değil; aynı zamanda bu bilgilerin yasa dışı yollarla elde edildiği iddiası. Ancak Apple’ın geçmişte de benzer durumlara tepkisi, teknoloji dünyasında sansasyon yaratmıştı.

Apple ve Sızıntılar: Vazgeçilemeyen Bir İlişki

Apple’ın sırlarını koruma çabası yeni değil. 2010’daki Gizmodo olayı ve Think Secret’in kapatılmasına neden olan dava süreci, şirketin geçmişte ne kadar ileri gidebildiğini ortaya koymuştu. Buna rağmen, sızıntılar asla tam anlamıyla durmadı; aksine daha da arttı.

Bugün MacRumors, 9to5Mac, Bloomberg gibi büyük platformlar Apple’ın planlarını çoğu zaman aylar öncesinden ifşa edebiliyor. Apple içeriden ya da tedarik zincirinden sızan bu bilgileri engellemeye çalışsa da, firma ne kadar büyürse büyüsün, tüm bilgilerin sızmasını engellemek neredeyse imkânsız.

Üstelik bu sızıntılar sadece bilgi paylaşımı değil; Apple ürünlerine duyulan ilginin de temel kaynaklarından biri. Her yeni iPhone’un aylar öncesinden konuşulması, markanın etrafında dönen spekülasyonları canlı tutuyor. Apple’ın bu ilgiyi gizliden gizliye sevdiği bile söylenebilir.

Ancak Apple’ın da sınırları var. Bilgilerin yasa dışı yollarla edinilmesi, şirketin tahammül sınırını aşıyor. Jon Prosser’a açılan dava, bu sınırın aşıldığı durumlara örnek. Apple bu gibi durumlarda “yumuşak güç” değil, doğrudan hukuki adımlarla karşılık veriyor. Bu durum bir paradoks gibi; Apple sızıntı olmadan bu kadar konuşulmaz ama hakkında sızıntıyada izin vermez.

Apple, 2 Kadın Çalışan Tarafından Dava Edildi, İşte Nedeni