Vogue’nin Yapay Zeka Modeli Güzellik Algılarını Zorluyor
Vogue'de ilk kez yapay zekâ bir model yer aldı. Ancak bu yenilik güzellik algısı konusunda tartışmaları da beraberinde getirdi.

Vogue dergisinin ağustos sayısında yer alan bir reklam sayfası, moda dünyasında tartışmaların fitilini ateşledi. Guess’in yaz koleksiyonunu tanıtan reklamda kusursuz görünümlü, sarışın bir kadın modeli yer alıyor. Ancak ilk bakışta hiçbir farkı olmayan bu “model”, aslında gerçek değil. Sayfanın küçük bir köşesinde, görselin yapay zekâ ile üretildiği bilgisi yer alıyor.
Bu gelişme, sadece moda sektöründe değil, toplumun güzellik algısında da derin etkiler yaratabilecek türden. Gerçek modellerin yerini yapay zekâ tarafından oluşturulmuş dijital figürlerin almaya başlaması, özellikle çeşitlilik ve temsil mücadelesi veren kesimler tarafından endişeyle karşılanıyor. Sosyal medyada başlayan tepkiler ise, bu tür içeriklerin etik sınırlarını ve potansiyel etkilerini yeniden sorgulatıyor.
Gerçek Modeller, Yapay Modeller Ve Algı Savaşı
Vogue’un sayfasında yer alan yapay zekâ model, Seraphinne Vallora adlı bir şirketin ürünü. Şirketin kurucuları, bu modelin Guess’in kurucusu Paul Marciano’nun isteği üzerine üretildiğini ve haftalar süren bir çalışmayla hazırlandığını söylüyor. Ancak işin yaratıcı boyutu kadar, yaratacağı etki de konuşuluyor.
Moda dünyasında yıllardır çeşitliliği savunan modeller ve kampanyalar, bu gelişmeyle endişeye kapılmış durumda. Özellikle büyük beden modeli Felicity Hayward, bu tarz kampanyaların hem maliyeti düşürme amacı taşıdığını hem de farklı beden ve görünüşteki insanlara yönelik algıları baltaladığını belirtiyor. Moda dünyasının 2010’larda elde ettiği ilerlemelerin, son yıllarda tersine döndüğünü savunuyor.
Yapay zekâ modeli üretenler ise eleştirilere karşı çıkıyor. Modellerin son derece gerçekçi olduğunu ve reklamlarda mükemmelliğin zaten her zaman arandığını ifade ediyorlar. Ancak aynı kişiler, daha çeşitli görseller paylaştıklarında etkileşim alamadıklarını ve takipçilerin genellikle ‘klasik güzellik’ algısına yöneldiğini de itiraf ediyor.
Bu durum, sosyal medya algoritmalarının güzellik anlayışına nasıl yön verdiği konusunu da yeniden gündeme taşıyor. Kullanıcılar yalnızca belirli türden görsellere ilgi gösterdiğinde, markalar ve üreticiler de o yönde içerikler üretmeye devam ediyor. Böylece çeşitlilik arka plana atılıyor, yapay bile olsa güzellik “tek tipleşiyor.”