Grid: Legends İnceleme – Dirt 5 Tadında!
Grid efsanesi ismine yakışır bir şekilde geri döndü. Hikaye modlu yarış oyunu sevenler Grid: Legends ile asfaltları ağlatacak.
Electronic Arts geçtiğimiz yıl sürpriz bir şekilde Codemasters’ı satın aldığını duyurmuştu. Yarış oyunları ile ünlü olan Codemasters’ı bünyesinde barındıran EA, bu satın alımın akabinde karşımıza Grid: Legends ile çıktı. Dirt 5 tadında bir deneyim sunan yeni Grid, yeni nesil konsolların tüm nimetlerinden faydalanıyor. Yarış oyunlarında 120 FPS’i çözen Codemasters, bu opsiyonu yeni nesil konsollarda da sunuyor. Hikaye modunu da barındıran oyun bakalım yarış oyunu tutkunlarına neler sunuyormuş?
Grid: Legends İnceleme
Grid Legends’ın hikaye modu Driven to Glory, Codemasters’ın geçen yıl F1 2021’de çıkış yaptığı moddan biraz farklı. Grid Legends’da hikaye standart bir dramadan ziyade bir spor belgeseli olarak sunuluyor. Kurgusal, dünyayı dolaşan, çok disiplinli Grid şampiyonasının gelgitleri, karakterlerle bire bir görüşmeler ve kamera ekibinin garajlara, VIP alanlarına ve padok etrafında dolaşıyor.
Driven to Glory’deki 36 etkinlikten oluşan küratörlüğünde yarış yaklaşık 4-5 saat sürüyor. Ancak bu oyunun kısa nefesli olduğu anlamına gelmesin. Sonuçta daha geniş ana kariyer modu için bir sıçrama tahtası görevi görüyor. Grid Legends, bir yarış oyunu kariyerine daha düzenli ve daha geleneksel bir yaklaşım olan Grid 2019’un yaptığı gibi, mevcut her olayı tek bir ekranda görüntülemek yerine kariyer modunu parçalara ayırıyor.
Seçilecek ve başarılacak sponsorluk hedefleri ve takım arkadaşınız ve tamirciniz için satın alacağınız güçlendirmeler ile pist dışında da yapacak daha çok şey var.
Seri kendine geliyor!
Pistte, Grid Legends bazen kendisini Grid 2019’dan tamamen ayırmak için mücadele ediyor. Bir önceki oyunda tartışmalı bir şekilde aşırı kullanılmış olan aynı arabalarda aynı yarışları aynı pist şeritleri setinde koştuğumda en belirgin olan bir şey. Bununla birlikte, Suzuka ve Mount Panorama gibi yüksek profilli pistlerin, Londra’dan bir dizi yeni kentsel sokak kursunun yanı sıra listeye yeniden katılmasıyla, 2019’daki sınırlı sete göre Grid Legends’ta sunulan pist sayısında önemli bir artış yaşanıyor Listede Moskova, Paris ve daha fazla pist de yer alıyor.
Yeni kentsel parkurlar, Grid 2019 ile aynı süslü havai fişek efektleri ve yoğun kalabalıklarla dolu. Ancak düzenler biraz sıradan ve bir parkurun adını diğerinin üzerine hatırlamamı sağlayacak çarpıcı köşeler veya sektörlerden yoksun.
Yarış oyunlarında bildiğiniz gibi yapay zekanın performans hataları yapma ve başarısızlıklara maruz kalma eğilimi çok arttı. Yani öndeki rakiplerin delinerek pistten çıkmalarını veya arabaları beyaz duman püskürterek yarış hattından çekilmelerini izlemek artık yaygın. Gerçekçi olarak düşünülemeyecek kadar sık oluyor ama hoşumuza gidiyor ve Grid’in başardığı, ancak nispeten daha sakin rakiplerinde genellikle eksik olduğu yarışa biraz ilginç bir öngörülemezlik katıyor.
Artık öndeki rakiplerin patlayarak pistten fırlamasını veya arabaları beyaz duman püskürterek yarış çizgisinden atmak daha keyifli.
Rakiplerden bahsetmişken, Grid 2019’un düşman sistemi geri dönüyor ve pistteki rekabetlerinizin tek bir yarışın kalan süresinden daha uzun sürmesini sağlamak için iyileştiriliyor. Grid Legends hiçbir şekilde bir simülatör oyunu değil. Özünde çok daha erişilebilir, arcade tarzı bir yarış oyunu. Yine de bu, her otomobilin aynı şekilde yol aldığı anlamına gelmiyor. Klasik İngiliz touring otomobilleri hala ön tekerlekleri tarafından çekiliyormuş hissine sahip. Yüksek yere basma kuvveti açık tekerlekli araçlar asfalta bastırılmış his veriyor. Yarı simülasyon ve arcade karışımı diyebiliriz.
Grafikleri ile yeni nesile yakışan bir oyun olmayı başaran Grid, sunduğu pist, otomobil ve oynanış ile yarış oyunu sevenlerin gönlünü hoş edecek. Ancak bu oyunda Forza Horizon 5 kalitesinde bir deneyim beklemek yanlış olur. GT’nin arcade sürümü olarak tabir edebileceğimiz yeni Grid, sunduğu genişletme paketleri ile de oyunculara uzun soluklu bir deneyim vadediyor.