Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) görüşülen Siber Güvenlik Kanunu, yoğun tartışmaların ardından 102’ye karşı 246 oyla kabul edildi. 21 maddeden oluşan kanun, Türkiye’nin siber güvenlik alanındaki kapasitesini artırmayı hedeflerken, ifade özgürlüğü ve kişisel verilerin korunması konularında eleştirilere yol açtı. Muhalefet milletvekilleri ve hukukçular, kanunun keyfi uygulamalara ve denetim eksikliğine açık bir yapı oluşturduğunu savundu.
Kanun, siber saldırılar ve veri sızıntılarıyla mücadelede ağır cezalar öngörürken, Siber Güvenlik Kurumu Başkanına geniş yetkiler tanıyor. Muhalefetin tepkisi üzerine bazı maddelerde değişikliğe gidilse de eleştirilerin büyük kısmı karşılanmadı.
Siber Güvenlik Kanunu’nun Öne Çıkan Maddeleri
Siber Güvenlik Kanunu, siber saldırılar ve veri güvenliği ihlallerine yönelik ağır cezalar içeriyor. Örneğin, kritik altyapılara yönelik siber saldırılar gerçekleştirenlere 8 ila 12 yıl hapis cezası öngörülüyor. Ayrıca, yetkililerin talep ettiği bilgi ve belgeleri vermeyen kişilere 1 ila 3 yıl hapis cezası ve adli para cezası uygulanacak.
Kanunda, veri sızıntılarıyla ilgili de cezai yaptırımlar yer alıyor. “Siber güvenlikle ilgili veri sızıntısı olmadığını bildiği halde, bu konuda gerçeğe aykırı içerik oluşturan ya da yayanlara 2 ila 5 yıl hapis cezası verilecek.” Bunun yanı sıra, Siber Güvenlik Başkanlığı’ndan görevden ayrılanların iki yıl boyunca sektörde çalışması yasaklandı.
Kanun, ifade özgürlüğü savunucuları ve hukukçular tarafından sert bir şekilde eleştirildi. Eleştiriler, yasanın kişisel verilerin korunması ve denetim mekanizmalarının eksikliği gibi konulara odaklandı. Muhalefetin baskısıyla bazı maddelerde değişiklik yapıldı; örneğin, Siber Güvenlik Kurulu Başkanına verilen arama ve el koyma yetkisi teklif metninden çıkarıldı. Ancak, bu değişiklikler eleştirileri hafifletmeye yetmedi.
Muhalefet temsilcileri, kanunun Anayasa Mahkemesi’nden dönebileceğini ifade ederken, düzenlemenin kapsamlı bir şekilde yeniden ele alınması gerektiğini savundu. Siber Güvenlik Kanunu’nun uygulamadaki etkileri, önümüzdeki dönemde daha net bir şekilde ortaya çıkacak.
