Küresel Enerjide Bir İlk Yaşandı
Güneş ve rüzgârın öncülüğündeki yenilenebilir kaynaklar, küresel enerji sahnesinde tarih yazdı. Yüzde 40’lık eşiğin aşılması dikkat çekti.

2024 yılı itibarıyla dünyada üretilen elektriğin yüzde 40,9’u yenilenebilir kaynaklardan sağlandı. Bu oran, şimdiye dek ulaşılan en yüksek seviye olarak kayıtlara geçti. Ember tarafından yayınlanan yeni rapora göre, bu başarıda güneş enerjisi ve rüzgâr başı çekerken, fosil yakıtların küresel elektrik üretimindeki payı da hızla azalmaya devam ediyor. Küresel enerji dönüşümünün ivme kazandığını gösteren bu tablo, pek çok ülke için yeni hedeflerin kapısını aralıyor.
Avrupa Birliği, 2024 yılında elektrik ihtiyacının yüzde 44’ünü yenilenebilir kaynaklardan karşılayarak dikkat çekici bir performans sergiledi. Çin, toplam üretiminin yüzde 33’ünü; Hindistan ise yüzde 22’sini bu kaynaklarla karşıladı. ABD’de de benzer bir yükseliş gözlemlendi ve ülke genelinde temiz enerji oranı yüzde 23’e ulaştı. Gelişmekte olan ülkelerde bu oranlar henüz daha düşük seviyelerde seyretse de artış yönündeki eğilim devam ediyor.
Küresel Enerji Haritası Yeniden Çiziliyor
Rapora göre yalnızca güneş enerjisi, 2024 yılında diğer tüm enerji kaynaklarının toplamından iki kat daha fazla yeni kapasite ekledi. Bu durum, güneş panellerinin maliyetindeki düşüşle birlikte, birçok ülkenin yatırımlarını bu alana kaydırmasına neden oldu. Rüzgâr enerjisi de özellikle Çin ve Avrupa’da güçlü bir büyüme gösterdi. Ember, bu gidişatın sürmesi hâlinde 2030 yılına kadar küresel elektrik üretiminin yarısından fazlasının yenilenebilir kaynaklardan sağlanabileceğini öngörüyor.
Ancak fosil yakıtlar hâlâ küresel üretimin yüzde 60’a yakın bir kısmını oluşturuyor. Bu nedenle enerji dönüşümünün hız kazanması gerektiği vurgulanıyor. Kömür ve doğal gaz kullanımı özellikle gelişmekte olan ülkelerde yüksek seviyelerde seyrediyor. Bununla birlikte, artan çevresel bilinç ve uluslararası baskılar, ülkelerin enerji politikalarını yeniden gözden geçirmesine neden oluyor.
Küresel enerji sistemindeki bu dönüşüm sadece çevresel değil, ekonomik etkiler de yaratıyor. Temiz enerjiye yapılan yatırımların istihdam yaratma potansiyeli artarken, fosil yakıtlara olan bağımlılığın azalması ülkelerin enerji güvenliğini de olumlu etkiliyor. Rapor, 2024 yılının bu anlamda bir kırılma noktası olduğunu ve enerji geleceğinin artık daha yeşil bir yolda ilerlediğini ortaya koyuyor. Bu yeni dönemde kazanan, sürdürülebilirlik odaklı stratejiye yatırım yapanlar olacak gibi görünüyor.