Deathloop İnceleme – Ölümün Döngüsünü Bozun

Bethesda’nın döngüden döngüye sokan oyunu Deathloop ile karşınızdayız. Ölüp ölüp dirilmek hiç bu kadar keyif verici olmamıştı.

Xbox’ın bünyesine geçen Bethesda, bu anlaşmadan önce PlayStation 5 ve PC için Deathloop oyununu duyurmuştu. Artık sadece Xbox ve PC’ye oyun yapacak olan Bethesda anlaşma gereği Deathloop’u konsol tarafında bir süreliğine PlayStation’a özel olarak yayınladı. Adından da anlayabileceğiniz gibi bu ölüm döngüsüne sahip olan oyun, şimdiye kadar görülmemiş fantastik bir mekanik ile geliyor. Bölümde öldün en son kayıt noktasından başla mantığını geliştiren oyun, oyunculara oldukça ilginç dakikalar sunuyor.

Deathloop İnceleme

Oyuna başlar başlamaz ana karakterimiz olan Colt’un ölümü ile karşılaşıyoruz. Noluyor derken Colt tekrardan doğuyor ve bazı şeyleri hatırlamaya başlıyor. Nasıl öldüğünü anlamaya çalışan Colt, kendini bir anda ilginç bir döngünün içerisinde buluveriyor. Ölüp ölüp dirildiğimiz oyun için Wolfenstein ve Dishonored karışımı diyebilirim. Bethesda bu iki oyununu çok güzel bir şekilde harmanlayıp, Doom Eternal’dan sonra son yılların en iyi FPS oyunu ile karşımıza çıktı. Yapımcılar kendileri her seferinde aşıp bizleri şaşırtmada daha uzun yıllar devam edecek gibi görünüyor.

Blackrift adı verilen oldukça büyük bir adada geçen oyunda bir kadın sürekli bizimle konuşuyor. Bu kadın kim bizden ne istiyor bizi nereye yönlendiriyor derken oyun sizi bir anda sarıveriyor. Etrafta bulduğunuz silahlar ile kan ve vahşeti körükleyen oyunda gizlilik mekaniklerinde de adeta bir Hitman edası var diyebilirim.

Oyunu isterseniz herkesi kese biçe oynayabilir isterseniz de bir ajan gibi tek tek herkesi gizlice öldürerek oynayabilirsiniz. Bu iki dengeyi başarılı bir şekilde kurduklarını belirtmekte fayda var. Misal ben bir bölgede bir süre gizli gittikten sonra taktik maktik yok bam bam bam diyerek herkese dalıyorum. Bu şekilde kendi içimde de bir denge kurmuş oluyorum.

Sürekli bir gizem içerisinde olan oyunda adeta benliğimizi arıyoruz. Burası neresi, neden buraya gidiyoruz derken karşımıza çıkan notları okuyarak, konu hakkında bilgi sahibi oluyoruz. Oyunun diyalogları bazen geyiğe vursa da genel olarak gayet ideal şekilde konu yansıtılıyor diyebilirim.

Dualsense ile ölümü elinizde hissedin

Deathloop’u PlayStation 5’te oynayan biri olarak konsolun nimetlerine giriş yapayım. Dualsense desteği Deathloop’a bambaşka bir hava katıyor. Her silahın ayrı bir hissi var. Örneğin pompalı ile ateş ederken bu silahın pompalı olduğunu elinizde hissediyorsunuz. Bazen silahınız takılıyor. Bu sırada R2 tuşuna abanmamakta fayda var. Çünkü kol kendini kilitliyor ve silahı düzeltmenizi bekliyor. Mekanlarda gezerken haptic feedback olayı da bastığınız zemini yine elinizde hissetmenizi sağlıyor. 

Oyunda her yaptığınız hamlenin döngüyü etkilemesi şahane olmuş. Returnal gibi bir döngüye sahip olan oyun neyse ki bu türe odaklanmıyor. Örneğin bir bölümde öldüğünüzde sizi en son kayıt noktasına otomatik ışınlıyor. Işınlanmadan önce öldürdüğünüz düşmanlar ölü halde sizi bekliyor. Yani bölümü baştan oynamanıza gerek kalmıyor. Tabii bu döngünün de bir sınırı var. Sabaha kadar ölüp ölüp dirilmiyorsunuz. Oyun size çift hak tanıyor. Bir zahmet bu haklarda da bölümü geçin.

Deathloop’ta bir de kendine has özel yetenekler yer alıyor. Benim en sevdiğim yetenek Nexus oldu. Nexus özelliğiniz sayesinde bir alana ışın atarak düşmanları zihinsel olarak birbirine bağlıyorsunuz. Örneğin 5 düşmanı bu özellik ile bağladınız ve birini kafadan vurdunuz. Diğer dört düşman da kafadan vurulmuş gibi ölüyor. Bu gerçekten de oyuna renk katan bir özel yetenek olmuş.

Grafiklere geçecek olursak, oyunun grafikleri Wolfenstein tarzı bir çizgiye sahip. Bethesda’nın sevilen çizgisi Deathloop’ta da başarılı bir şekilde uygulanıyor. Yeni nesilin tüm nimetlerinden faydalanan oyun yükleme sürüleri ile de şaşırtıyor. Oyun şak diye yükleniyor ve kaplamalar anında yükleniyor. Yeni nesile yakışır bir performans sunuyor diyebilirim.

Oyunda üç farklı grafik ayarı bulunuyor. Bunlar 60 FPS odaklı performans, RT açık 30 FPS odaklı mod ve kalite odaklı mod. Ben şahsen FPS oyunu olduğu ve hızlı bir şekilde aktığı için direkt performans modunda oynadım. Performans modundan 30 FPS’e düşmek gerçekten ızdırap gibi geliyor.

Fark ettiyseniz oyunun konusundan bahsetmedik. Çünkü oyunun konusuna girersek tüm büyüsü kaçar. Bu yüzden oyunu ağırdan alıp notları okuya okuya oynamanızda fayda var. Vizyonerleri öldürme odaklı bu oyun pandemi döneminde çıkmış en sağlam konuya sahip FPS oyunu diyebilirim. Deathloop’a mutlaka bir şans verin derim.