Gran Turismo 7 İnceleme – Asfalt Ağladı Be!

Simülasyon yarış oyunu sevenlerin merakla beklediği Gran Turismo 7 çıktı. Yeni nesilde yarışı iliklerinize kadar hissedeceksiniz. DualSense bu oyunca coşuyor!
PlayStation‘ın Gran Turismo’u, yarış simülatörleri söz konusu olduğunda isminden söz ettiren birkaç franchise’dan biri olarak kabul edilir. Gran Turismo 7, nesil için yarış simülasyonu arayanlarım imzasına hızı gibi yetişiyor. Oyunun geliştiricisi Polyphony Digital, yarış oyunları için yeni standart haline gelebilecek yarış simülatörünü hazırlamış olabilir. GT7 bir yarış simülatörü konusunda çoğu şeyi çözmüş gibi görünüyor.
Gran Turismo 7 incelemesi
Sürüş mekaniği ile dikkatleri üzerine çekmeyi başaran GT7, yaklaşık 400 toplanabilir araç skalası ile unutamayacağınız bir deneyim sunuyor. Her otomobili başarılı bir şekilde analiz eden geliştirici ekip, otomobillere farklı farklı dinamikler yüklemeyi başarmış. Her seçtiğiniz aracın ayrı bir aerodinamiği olduğunu unutmayın. GT7’de bir araca bağlanmak bazen kötü sonuçlar doğurabiliyor. Her aracı analiz etmek ve nerede ne tepki vereceğini ölçmek oyun deneyimi açısından oldukça heyecan verici.
Son zamanlardaki birçok yarış oyunu, oyuncuların sürmesi için güçlü motorlara sahip gösterişli spor arabalar sunmaya odaklanıyor. Bununla birlikte, Gran Turismo 7, öğrenmeyi keyifli bir deneyim haline getiren araçlar için birçok tarihsel bağlam sunuyor. Oyuncular oyunun ana menüsünde yer alan The Cafe’den daha yeni arabalardan bazıları hakkında daha fazla bilgi edinebiliyor.
Başlangıçta, oyuncular araba toplamaya başlayabilir ve tamamlanan Menü Kitaplarını The Café’de Luca’ya sundukları için onlar hakkında daha fazla bilgi edinebilirsiniz. Verilen bilgiler ansiklopedi kadar kapsamlı olmasa da, oyuncular edindikleri arabalar hakkında değerli bilgiler öğrenmeye devam ediyorlar.
GT7’deki Menü Kitabı’nın en güzel yanı oyuncuların Japon Hatchback’leri, İtalyan Süper Arabaları veya diğer yarışlarda kullanılan araçları toplayabileceği bir temaya sahip olması diyebiliriz. Bu Menü Kitaplarının çoğu, oyuncuların temaya uygun üç araba toplamasını gerektirecek ve daha sonra diğer hedeflere ilerleyebilecekler. Menü Kitapları ayrıca oyunculara farklı arabaları nasıl kullanılacağını ve motorları daha iyi sürücüler haline getirmek için nasıl ayar yapılacağını öğretiyor.
Oyuncular Menü Kitapları’nı tanıdıklarında, sonunda Lisans Merkezi adlı geri dönen bir özellikle karşılaşıyor. Burası oyuncuların sürüş becerilerini test ettikleri ve yeni Lisanslar alarak yeni yarışların kilidini açtıkları yer. Bu lisanslar, altın kupanın en yüksek olduğu ayrı bir derecelendirme sistemine sınıflandırılıyor. Bu Lisansları almak, oyuncuların zorlu zorlukları tamamlamaları gerektiği için zor bir görev olabiliyor. Bu da sonunda oyuncunun sürüşünü daha iyi hale getiriyor.
Öğreticiler ilk defa bir oyunda bu kadar güzel kullanılmış diyebiliriz. Gran Turismo 7’de Lisans almak, ilerlemeyi değerli kılan temel bir özelliktir ve katılmak için en eğlenceli mini oyunlardan biri konumunda. Bu kurguyu geliştirici ekip oldukça başarılı yapmış diyebiliriz.
Araçlar sürüş deneyimini etkiliyor
Gran Turismo 7 bir yarış hayranının beklediği kusursuz bir deneyimi sunuyor. Bizim için sürpriz, Gran Turismo 7’nin yeni nesilin gücü ile gerçekçi hissettirmesi ve son derece duyarlı hemen hemen her arabayı kullanmak oldu. GT7, diğer oyunlar gibi basit bir sürüş oyunu değil. Çünkü her araba arasındaki farkı hissedebiliyorsunuz.
Bir Mini Cooper’ı sürmek eğlenceli olabilir. Ancak temel bir Japon hatchback kullanırken deneyiminiz çok farklıdır. Benzer şekilde, spor otomobiller de özellikle yol tutuş söz konusu olduğunda birbirlerinden farklı hissediyorlar. Polyphony Digital, her arabaya ve özelliklerine o kadar özen göstermiş ki yazının başında da belirttiğimiz gibi her araç farklı bir sürüş dinamiğine sahip.
Gran Turismo 7’de araba kullanmak diğer yarış başlıkları kadar basit değil. Başlangıçta, oyuncular yeterli kredi kazanana kadar görev için gerekli olan aracı bile satın alamayabiliyor. Ancak, oyuncular başlamak için bir pazardan indirimli olarak ikinci el araçlara yönelip hikayeye devam edebiliyor. Bu arabaların çoğu, oyuncular daha fazla kredi kazandıkça garajdan ayarlanabilen daha düşük motor kalitesine ve sürüş istatistiklerine sahip. Sonunda, oyuncular bayilikten farklı markalar tarafından sınıflandırılan daha yüksek Performans Puanına (PP) sahip yeni araçlar satın alabilecekler. Burası oyuncuların yüklü bir fiyat etiketi çeken efsanevi arabalara rastlayacağı yer.
GT7, PS5’in DualSense’ini mükemmel bir şekilde yararlanarak sürükleyiciliği daha da genişletiyor. Devrelerde sürüş yaparken, dokunsal geri bildirim özelliği ile her küçük hareketi elinizde hissediyorsunuz.. Benzer şekilde, hızlanırken veya fren yaparken, oyuncular R2/L2 tetikleyicilerindeki direnci de hissedebiliyor. Bu incelikler, tetiklerdeki direncin arabadan arabaya farklılık gösterdiği farklı otomobiller için de özelleştirilmiştir. Ayrıca, daha yüksek PP için bir arabayı her ayarladığınızda dirençlerdeki değişikliği fark edebileceksiniz.
3D ses özelliği arşa çıkıyor
Son olarak, Gran Turismo 7’deki 3D Tempest, ses teknolojisiyle deneyimi daha da tatlandırıyor. Örneğin, yarışırken, oyuncular sadece sese dikkat ederek bir arabanın onlardan ne kadar yakın veya uzak olduğunu belirleyebilecekler. Aslında, bu oyundaki yönlü ses özelliği son derece doğru sunuluyor. Sizi biri sollarken lastiğin seslerini doğru bir konumdan duyabiliyorsunuz. 3D Tempest şahane işler başarıyor.
Yarış oyunları genellikle hemen hemen her nesilde grafiklerin zirvesinde yer alıyor. GT7 de bir istisna değildir. Oyuncuların fark edeceği ilk şey, arabaların ve yarış pistlerinin çok gerçekçi görünmesi olacak. Bir simülatör olarak, görsel doğruluğu elde etmek zorunluydu ve Polyphony Digital görsel bir başyapıt sunuyor.
GT7 hem kare hızında hem de ışın izleme modunda oynanabiliyor. Ancak, performansı tercih etmenizi öneriyoruz. Çünkü ışın izleme yarışlarda pek işe yaramıyor. Bu yüzden 60 FPS’te yarışmak daha mantıklı. Bir de oyunu kokpit kamerasından oynuyorsanız ışın izlemeye hiç ama hiç gerek yok.
GT7’deki Işın İzleme, yalnızca yarıştan önce/sonra aracınızı sergileyen tekrarlar ve segmentler sırasında görüntülenebiliyor. Açıldığında, son derece ayrıntılı yansımalar, farklı aydınlatma ve kusursuz ayrıntılar gibi ek grafik geliştirmeler sayesinde her araba görsel olarak çarpıcı görünüyor. Bir şekilde, masaüstünüz ve telefonunuz için duvar kağıdı olarak kullanılabilecek ekran görüntüleri yakalayabilirsiniz.
Son olarak, Gran Turismo 7’nin performansı çoğu yarış oyunu ile aynı düzeyde diyebiliriz. Çünkü oyun çoğu zaman tek oyunculu modda 60 FPS’in altına hiç inmiyor. Muhtemelen ışın izlemenin yarışlar sırasında devre dışı olmasının nedeni bu. Çünkü FPS düşmesi neredeyse hiç yaşanmıyor.
Yine de her şey mükemmel değil. Oyunun başından beri bizi rahatsız eden birkaç durum var. Bu durumlar temel oynanışı etkilemese de, deneyime ket vurabiliyor. İlk olarak, Kullanıcı Arayüzü (UI) çok arkaik ve dikkat dağıtıcı. Oldukça karışık bir arayüzü var. Kullanıcı arabirimi resmen PC için yapılmış. Muhtemelen bu oyun 2-3 yıl sonra PC’ye de gelecek. Menülerde gezinmek oldukça hantal ve biraz sinir bozucu hale gelebiliyor.
Foto-gerçekçi görseller, kusursuz sürüş mekaniği ve aralarından seçim yapabileceğiniz çok sayıda mini oyun ile GT7 şu anda yarış hayranları için mükemmel sürüş simülatörü konumunda. Rakipsiz diyebiliriz.
Artılar
Yeni nesile yakışır grafikler
Arabayı elinizde hissettiren DualSense özellikleri
Geniş araba koleksiyonu
Mükemmel sürüş mekaniği
Eksiler
Ray Racing sınırlı.
Seslendirme yok.
Kullanıcı arayüzü çok karışık.