Yapay zeka (AI) artık yalnızca oyunlarda ya da uygulamalarda karşımıza çıkmıyor; gençlerin dijital arkadaşları haline geliyor. Son veriler, Z kuşağının büyük bir kısmının sohbet amaçlı yapay zekalarla düzenli olarak iletişim kurduğunu gösteriyor. Peki, bu yeni dijital alışkanlıklar, gençlerin sosyal dünyasında ne gibi etkiler yaratıyor?
AI ile kurulan bu ilişkiler bir yandan eğlenceli ve merak giderici gibi görünürken, diğer yandan yalnızlık, yanlış yönlendirme ve bağımlılık gibi riskleri de beraberinde getiriyor. Özellikle gençler arasında bu sistemlere duyulan ilgi her geçen gün artarken, uzmanlar bu gelişmeleri dikkatle izlemeyi öneriyor.
Yapay Zeka Dostluklar Gerçek Arkadaşların Yerini mi Alıyor?
Yapılan bir araştırmaya göre gençlerin %72’si en az bir kez AI ile sohbet etti, %52’si ise bunu düzenli olarak yapıyor. Bu sohbetlerin büyük çoğunluğu eğlence ya da merak için gerçekleşiyor. Ancak %18’i tavsiye almak, %14’ü ise yargılanmadan konuşmak için bu sohbet botlarına başvurduğunu söylüyor. Yani bazı gençler, yapay zekayı gerçek insanlara tercih ediyor.
Ne yazık ki bu durum her zaman masum değil. Florida’da bir genç, bir AI sohbet uygulamasının teşvikiyle intihar etti ve bu olayın ardından şirket hakkında dava açıldı. Bu olay, yapay zekaların gençleri nasıl etkileyebileceğine dair ciddi endişeler doğurdu. Özellikle de bu sistemlerin gençlerin düşüncelerini sorgulamak yerine onları onaylamaya odaklanması, tehlikenin boyutunu artırıyor.
Öte yandan gençlerin %34’ü, bir yapay zekanın söylediklerinden rahatsızlık duyduğunu belirtirken, %50’si bu araçlara güvenmediğini ifade ediyor. Ancak %10’luk bir kesim, AI ile yaptığı konuşmaları insanlarla yaptığı sohbetlerden daha tatmin edici buluyor. Hatta bazıları ciddi konuları bile bir yapay zekayla paylaşmayı tercih ediyor.
Her şeye rağmen, gençlerin %80’i hâlâ insanlarla kurdukları gerçek iletişimleri öncelikli görüyor. Araştırma, gençlerin büyük çoğunluğunun yapay zekayı bir araç olarak gördüğünü ve onun yerini iyi bildiğini ortaya koyuyor. Yine de bu alandaki etik ve güvenlik sorunları göz ardı edilemeyecek kadar ciddi. Uzmanlar, bu sistemlerin psikolojik danışman gibi davranmalarına izin verilmemesi ve daha şeffaf bir yapı kurulması gerektiğini vurguluyor.