Xiaomi Mi 11 Snapdragon 888’e Rağmen Neden Başarısız Oldu?

Xiaomi’nin 2020 sonunda tanıttığı Mi 11, Snapdragon 888 işlemcisiyle piyasaya çıkan ilk telefon olarak büyük bir heyecan yaratmıştı. Şirket, bu modelle hem performans hem de tasarım açısından üst segmentte kalıcı bir yer edinmeyi hedefliyordu. Ancak yüksek beklentilerle piyasaya çıkan Mi 11, kısa sürede ısınma sorunlarıyla anılmaya başladı.

Aradan geçen yılların ardından Xiaomi yöneticisi Lu Weibing, Mi 11’in neden beklenen başarıyı elde edemediğini ilk kez açıkça dile getirdi. Weibing, cihazın başarısızlığının yalnızca donanımdan değil, alınan tasarım kararlarından da kaynaklandığını söyledi.

Xiaomi Mi 11 İncelik Uğruna Dayanıklılıktan Taviz Verdi

Lu Weibing’e göre Mi 10 serisi, kalın ve ağır bulunması nedeniyle kullanıcılar tarafından eleştirilmişti. Bunun üzerine Xiaomi mühendisleri Mi 11’de aşırı incelik hedefiyle yola çıktı. 8,06 mm kalınlık ve 196 gram ağırlığa sahip cihaz, o dönem markanın en hafif ve ince amiral gemisi oldu. Ancak bu tercih, ısı kontrolü ve batarya verimliliği açısından ciddi sorunlar yarattı.

Snapdragon 888 işlemcisi, yüksek performansına rağmen aşırı ısınma eğilimiyle biliniyordu. Mi 11’in ince kasası, bu ısının dışarı atılmasını zorlaştırdı. Weibing, “O yıl hem cihazı çok ince yapmak istedik hem de Snapdragon 888’e yetişmeye çalıştık. Bu iki faktör birleşince, kaçınılmaz bir sonuç doğdu.” ifadelerini kullandı.

Cihaz, lansman sonrasında kısa sürede 1 milyon satışa ulaşsa da uzun vadede kullanıcı memnuniyetini koruyamadı. Aşırı ısınma, batarya ömrünün kısalması ve performans düşüşü, Mi 11’in itibarını zedeledi. Buna rağmen Xiaomi, serinin üst modelleri olan Mi 11 Pro ve Mi 11 Ultra ile satışlarını 3 milyon adedin üzerine çıkarmayı başardı.

Weibing, Mi 11 dönemini “yüksek hedeflerle atılan ama teknik açıdan aceleye getirilen bir adım” olarak tanımladı. Şirketin asıl dengeyi Mi 13 ile yakaladığını ve Mi 14 serisiyle birlikte “gerçek anlamda oturmuş bir üst segment stratejisine” geçtiklerini belirtti.

Mi 11, Xiaomi’nin amiral gemisi serisinde önemli bir dönüm noktası oldu. Donanım açısından güçlü, ancak tasarım tercihleri nedeniyle sınırlarını zorlayan cihaz; markaya uzun vadede değerli bir mühendislik dersi kazandırdı.