Donald Trump’ın yeniden başkanlığa adaylığını açıklamasıyla birlikte Apple’ın Çin merkezli tedarik zinciri tekrar siyasi tartışmaların merkezine oturdu. Bu dönemde Trump’ın iPhone’lara yönelik yüzde 50’ye varan gümrük vergisi tehdidi, Apple’ın satış politikalarını doğrudan etkileyebilirdi.
Ancak Apple CEO’su Tim Cook, perde arkasında yaptığı temaslarla şirketini bu krizin eşiğinden döndürmeyi başardı. ABD Ticaret Bakanı Howard Lutnick ile yürütülen görüşmeler ve Apple’ın stratejik planları sayesinde, iPhone’lar Trump’ın açıklamalarına rağmen gümrük vergisi artışından şimdilik muaf tutuldu.
Tim Cook’un Lobicilik Stratejisi Sonuç Verdi
Tim Cook, Trump’ın yeniden gündeme getirdiği ithalat vergileri karşısında sessiz kalmadı. Apple CEO’su, Ticaret Bakanı Howard Lutnick ile yaptığı özel görüşmelerde gümrük vergilerinin hem tüketicilere hem de Amerikan ekonomisine olası zararlarını gündeme getirdi. Kaynaklara göre Cook, Apple’ın Çin’deki üretimini Hindistan gibi alternatif ülkelere kaydırma çabalarını da masaya yatırdı ve bu adımları “ulusal çıkarlarla uyumlu” olarak sundu.
Ayrıca Cook’un, Cumhuriyetçi Parti ile yakın temasta olduğu ve şirketin ABD’deki ekonomik katkılarını özellikle vurguladığı belirtildi. Bu temaslar sonucunda Beyaz Saray yetkilileri, Apple’a yönelik özel bir muafiyet tanımaya sıcak baktı. Şimdilik bu muafiyet yürürlükte olsa da, konunun Kasım’daki seçim sonuçlarına göre yeniden gündeme gelme ihtimali yüksek.
Apple Çin Bağımlılığını Azaltma Peşinde
Trump’ın ithalat vergisi tehdidi, Apple’ın üretim stratejilerinde de hızla dönüşüm anlamına geliyor. Şirket halihazırda Hindistan’da iPhone üretimini artırmış durumda ve Vietnam, Endonezya gibi ülkeler de radarında. Bu hamlelerin amacı, sadece politik riskleri azaltmak değil; aynı zamanda tedarik zincirinde daha esnek ve çeşitli bir yapı kurmak.
Ancak bazı uzmanlar, Çin’deki gelişmiş altyapı ve iş gücü verimliliğinin kolay kolay başka ülkelerde sağlanamayacağını belirtiyor. Bu nedenle Apple’ın Çin dışına çıkışı hızlı değil, kademeli ilerliyor. Tim Cook’un bu geçiş sürecinde attığı diplomatik adımlar, şirketin büyük ekonomik kayıplara uğramadan yoluna devam etmesini sağladı.
Trump’ın seçimleri yeniden kazanması halinde, Apple’ın şimdilik kazandığı bu muafiyet tehlikeye girebilir. Zira Trump’ın tekrar göreve gelmesi durumunda yüzde 60’lara varan ithalat vergileri masaya gelebilir. Bu da doğrudan iPhone fiyatlarını artıracak ve Apple’ı tüketici tepkisiyle karşı karşıya bırakacak. Bu ihtimal karşısında Apple, sadece tedarik zincirini değil, yazılım ve hizmet alanlarını da çeşitlendirmeye çalışıyor. Şirketin son dönemde yapay zeka ve hizmet gelirlerine yaptığı yatırımlar da bu stratejinin bir parçası olarak değerlendiriliyor.