ChatGPT‘nin arkasındaki şirket olan OpenAI, dışarıdan bakıldığında teknoloji dünyasının en heyecan verici yerlerinden biri gibi duruyor olabilir. Ancak şirketten kısa süre önce ayrılan Calvin French-Owen, içeride bambaşka bir atmosfer olduğunu söylüyor. OpenAI’de geçirdiği bir yılın ardından ayrılık kararı alan Owen, hem gurur duyduğu projelere imza attığını hem de yoğun tempodan bunaldığını belirtiyor.
French-Owen’a göre OpenAI’de e-posta neredeyse hiç kullanılmıyor, tüm iletişim Slack üzerinden yürüyor. Şirket içinde her şey hızla ilerliyor, kararlar aniden değişebiliyor ve ekipler kendilerine verilen projeleri baskı altında, ama büyük bir tutkuyla tamamlamaya çalışıyor. Bu tempoda çalışırken çoğu zaman hafta sonları da işte geçiriliyor ve günde 12-14 saatlik mesailer sıradan hale geliyor.
OpenAI, Şeffaflık Yerine Gizliliğe Odaklanıyor
French-Owen, yaptığı açıklamada OpenAI’nin içeride bile oldukça gizemli bir kurum olduğunu ifade etti. Çalışanların hangi projede ne yaptığı bile çoğu zaman bilinmiyor, çünkü ayrıntılar sadece ilgili ekiplerle sınırlı tutuluyor.
Hatta çalıştığı süre boyunca şirketin mali durumuyla ilgili neredeyse hiç bilgi verilmediğini söylüyor. Ancak tek net şey var: OpenAI, inanılmaz miktarda para harcıyor ve bu harcamanın büyük bölümü GPU yani işlemci gücüne gidiyor.
Eski çalışana göre şirket, özellikle sosyal medyada oluşturduğu “vibe” ile çok ilgileniyor. Codex adını taşıyan ve yazılım mühendisliği için geliştirilen yapay zekâ aracı, sadece 7 haftada geliştirildi. Ancak bu süreç French-Owen için uykusuz geceler, hafta sonu mesaileri ve sabah 5.30’da uyanıp yeniden ofise dönme döngüsü anlamına gelmiş.
Tüm bu yoğunluğun sonunda bazı çalışanlar pes ederken, bazıları kendi isteğiyle ayrılma yolunu seçiyor. French-Owen da tam olarak bunu yapmış. Hem deneyimlerinden memnun hem de artık biraz nefes almak istiyor gibi görünüyor. Bu da bize, dev teknoloji şirketlerinin parlak vitrinlerinin arkasında bambaşka bir dünya olabileceğini bir kez daha hatırlatıyor.